DünyaGüncel

ÇEVİRİ |Kahramanlık Günü’nden 34 Yıl Sonra: Hapishaneleri Aydınlık Savaş Siperlerine Dönüştürmek

Katliam o kadar vahşiydi ki, gerici Vargas Llosa bile García'ya hitaben yazdığı bir mektupta bir dağ cesetten söz etmişti

Peru Yeni Demokrasi Devrimi 1980’de şafağı ortaya çıkardı ve o zamandan beri birçok aşamadan, dönüm noktalarından ve virajlardan geçti. En zor gerileme 1992’de liderliğinin tutuklanmasıydı, şu anda genel yeniden yapılanma için mücadele ediyor. Peru Komünist Partisi’nin ve onun yol gösterici düşüncesinin önderliğinde Halk Savaşı’nın gelişmesi, hapishaneden kahramanca direnen Başkan Gonzalo’nun figüründe somutlaşmıştır. 1986’da Peru hapishanelerinde en vahşi katliamlardan biri gerçekleşti ve bu aynı zamanda hapishaneleri aydınlık savaş siperlerine dönüştüren siyasi tutsakların en kahramanca direnişlerinden birisiydi.

Manuel Gonzales Prada 1888’de “bugün Peru hasta bir organizmadır: parmağın uygulandığı yerde irin fışkırır” demişti, 1986’da hiçbir şey değişmemişti. Creole oligarşisinin hizmetindeki yozlaşmış siyasi sınıf ve vahşi, mağaralarda yaşayan silahlı kuvvetler, kavrulmuş toprak ve soykırım politikası uygulayarak ve herkesi isyana ait olmakla suçlayarak insanları katletti.
Çürümüş yargı sistemi tutsakları ayaklanmalara neden olacak şekilde insanlık dışı koşullarda tuttu. Komünist siyasi tutsaklarsa örgütlenme ve disiplin faaliyetleriyle sıradan tutsaklardan farklılaştılar, tavuk yetiştirdiler, sanatsal ve kültürel faaliyetler yürüttüler ve her şeyden önce devrimci mücadeleyi sürdürmek için siyasi eğitimlerini sürdürdüler. Hükümet ise onları yok etmek için bahaneler arıyordu.
Alan García’nın Aprista hükümeti buna demokratik bir görünüm vermeye çalıştı, Sosyalist Enternasyonal’in (sosyal hain) XVII. konferansını Lima’da düzenleyerek uluslararası destek bulmaya çalıştı; 18 Haziran’da, açılışın yapılacağı aynı gün, Lurigancho, El Frontón hapishane adası ve Santa Bárbara kadın hapishanesindeki komünist mahkumlar aynı anda ayaklandı ve daha iyi hapishane koşulları için 26 talepten oluşan bir liste oluşturdu.
Kasap Garcia, meseleyi intikama susamış ordunun eline bıraktı. Santa Barbara’da üç mahkumu öldürdüler ve ellerinden geldiğince kendilerini savunan geri kalanları şiddetle bastırdılar. Lurigancho’da el bombalarıyla saldırdılar, duvarları yıktılar, silahsız mahkumlara suikast düzenlediler ve teslim olan 120’den fazla kişiyi öldürdüler.
Fronton’da donanma helikopterlerle saldırdı, binayı tamamen yıktı, direnişi sürdürenleri diri diri gömmeye çalıştı ve teslim olanları 5’er 5’er öldürdü, 150’den fazla mahkumun cesetleri gizlice toplu mezarlara götürüldü.
Katliam o kadar vahşiydi ki, gerici Vargas Llosa bile García’ya hitaben yazdığı bir mektupta bir dağ cesetten söz etmişti; 1990’da bir parlamento komisyonu, Fujimori ile ittifak kurarak serbest bırakılan García’yı yargıladı; korkak, 2019 yılında kendisini başından vurarak cezasız kalarak öldü, böylece hapse girmekten kurtuldu.
Amerika kıtamızın halkları ve dünyanın devrimcileri, soykırıma ve sömürücülerin ve onların silahtarlarının gaddarlığına karşı pes etmeden direndikleri için 1986’da hayatları ellerinden alınan tutsakların kahramanlıklarını hatırlıyorlar.
Ayrıca, düşmanın kendi zindanlarında bile onu titreten ve yaralayan Yeni Demokratik Devrim’in ve onun kızıl askerlerinin dürüstlüğünü, cesaretini ve savaşçılığını da tanıyoruz.
Kahramanlık günü şehitlerine sonsuz hatıra!
Başkan Gonzalo’nun hayatını ve sağlığını savun!
Hapishaneleri aydınlık savaş siperlerine dönüştürün!
*Bu yazı Mural Periodico sitesinde yayınlanan “ A 34 años del Día de la Heroicidad: Convertir las cárceles en luminosas trincheras de combate” adlı yazının tercümesidir.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu