GüncelMakaleler

GÜNCEL  | Hayastan’da Seçim Sonuçları Üzerine

"70 yıl Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti yaşayan, geçmişi bu kadar devrimci dinamikler ile dolu ve toplumsal birikimlere sahip Hayastan’da bugün eksik olan gerçek devrimci-komünist partilerin yokluğudur. Geçmişe özlem ekmek ve su kadar ihtiyaç haline gelmiştir"

Türkiye-Azerbaycan ve IŞİD çetelerinin Artsakh’a karşı yürüttükleri ve 44 gün boyunca süren savaştan sonra Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes sağlandı.

İmzalanan “Felaket Anlaşması”dan kaynaklı Ermenistan’da gelişen siyasi kriz ve aylarca sokaklarda süren protesto gösterilerinden sonra 20 Haziran 2021 tarihinde parlamento seçimleri gerçekleştirildi.

Artık günümüzde seçimle iktidara gelen burjuva hükümetlerinin rehavete kapılıp hiçbir zaman rahat koltuklarından aşağı inme veyahut koltuklarını terk etme niyetinde olmadıkları bir dönem yaşanıyor. ABD’de D. Trump seçimi kaybetti ama gitme niyetinde değildi. Rusya’da Putin’e ömür boyu yönetme izni çıktı. Çin’de Xi Jinping Putin’den aşağı kalmazken ona da ömür boyu yönetimde kalma hakkı tanındı.

Belarusya’da Lukaşenko, Azerbaycan’da İlham Aliyev, Türkiye’de Erdoğan ve nihayet Ermenistan’da da Nicol Paşinyan bu sıralamaya dahil oldu. Savaşı kaybetmiş bir “lider”, kadim toprakları Azerbaycan’a teslim etmiş, savaşta binlerce asker ölmüş, bir jenerasyon yok olmuş, insanlar evlerini- yurtlarını terk etmiş ve yaşanan yıkım ortadayken N. Paşinyan seçimlerde aday olduğunu açıkladı.

Hayastan’ın ağır savaş sonuçları ile karşı karşıya kalması ve bunun karşılığında muhalefetin aylarca istifa çağrıları yapmasına rağmen, hiç istifini bozmayan bu kadar gamsız bir başbakan, Ermenistan tarihinde görülmemiştir. 2018 yılında reform, insan hakları, hukukun üstünlüğü, yoksulluk ve göç dalgasının durdurulması vb. sözlerle hükümete gelen Paşinyan, verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmemiştir. Birlikte yola çıktığı birçok arkadaşı kendisini terk etmiştir. En önemli bakanlıklarda (İçişleri-Dışişleri ve İstihbarat) birkaç sefer değişiklik yapmasına rağmen “toplama” kadrolardan hükümet kurmakta zorlanmaktadır.

20 Haziran 2021 tarihinde yapılan parlamento seçim sonuçları sadece Ermenistan’da değil bütün Kafkasya coğrafyasında olan hileli seçimlerin tipik bir örneğidir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bu coğrafyada şimdiye kadar yapılan bütün seçimlere şaibenin karışmadığını hiç kimse söyleyemez. Bu, Kafkas coğrafyasının gerçekliğidir. Nitekim seçimi kaybettiği açıklanan R. Koçaryan “seçim sonuçları çok tartışmalı. Güven vermiyor. Şüpheler giderilinceye kadar sonuçları kabul etmeyeceğiz” demiştir.

Nitekim seçim günü on ilde belirsiz bir şekilde elektrikler kesilmiştir. İki gün öncesinden Yerevan’da 50 bin kişiye hitap eden Koçaryan, 20 bin kişiye hitap eden Paşinyan değilmiş gibi kamuoyu yoklamalarında % 27 Paşinyan, % 24 Koçaryan görünürken ve arada çok büyük bir farkın olmadığı herkes tarafından teyit edilmişken açıklanan sonuçlara göre Paşinyan’ın çok büyük bir farkla seçimi kazanması, herkesi şoke etmiş ve şaşırtmıştır. Şaibe ve hileler gizlenemeyecek bugün ve yarın ortaya muhakkak çıkacaktır.

 

Halk Seçimleri Boykot Etti!

2.581.093 seçmenin parlamentoda 105 sandalye için oy kullanacağı seçimlerde seçmenin yarısı oy kullanmaya gitmeyerek tepkisini ve burjuva partilere güvensizliğini göstermiştir. Halk kitleleri, seçimi boykot etmişlerdir. Seçime blok olarak katılan Sivil Sözleşme Partisi (Nicol Paşinyan) % 53.9, Hayastan İttifakı (Robert Koçaryan) % 21.04, Onur Duyuyorum (Serj Sarkisyan) % 5.23 oy alarak Meclis’e girmeye hak kazanmışlardır. Müreffeh Ermenistan Partisi % 3.96, Cumhuriyet Partisi % 3.4 oranında oy alarak barajı aşamamış ve Meclis’e girememişlerdir. Seçimlere katılım oranı 2018’de % 48.6 iken 2021’de % 49.4 yükselmiştir. Yani seçimlere katılan 1.281.174 kişi Hayastan’ın geleceğini belirlemiştir. Parlamento’da bulunan 105 sandalyeden 71’ini N. Paşinyan kazanarak çoğunluğu elde etmiştir.

Seçim çalışmalarında kıyasıya mücadelenin iki rakip R. Koçaryan ile N. Paşinyan arasında olacağı biliniyordu. Seçimin kimin kazanacağı konusu Ermenistan’da merak edilirken hem Azerbaycan hem de Türkiye tarafında da seçimler izlenmiş ve Koçaryan’ın kazanmasından tedirgin olmuşlardır.

Azerbaycan basınında “Koçaryan’ın kazanması durumunda Azerbaycan’ı neler bekliyor?” başlıklı haberler çıkarken belli bir kaygı da ifade edilmiştir. I. Karabağ Savaşı’nda Koçaryan’ın Bakü’nün ele geçirilmesine ramak kalan zaferinin unutulmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan basını açıkça N. Paşinyan’ın kazanmasında yana taraf olmuştur.

Bu durum şaşırtıcı gibi görünse de İ. Aliyev ile N. Paşinyan’ın muhtelif görüşmelerde “eski yönetici eliti ve Taşnakların devletteki nüfuzunu zayıflattıktan sonra, Karabağ Sorunu için makul bir zeminde anlaşabiliriz” dedikleri bütün gazetelerde görülmektedir. Sosyal Medyaya yansıyan görüntülere göre Bakü’de de N. Paşinyan’ın seçimi kazanması sevinç kutlamaları ile karşılanmıştır. Elbette ki bu durum düşündürücü ve kaygı vericidir.

Seçimi “açık ara”’ ile kazanan N. Paşinyan’ın bu “başarı”sında kendisinden önce Cumhurbaşkanlığı yapan L. Ter Petrosyan sonra Robert Koçaryan ve en son Serj Sarkisyan’ların yani “savaş ağaları”nın iktidar oldukları dönem boyunca yaşanan yolsuzlukların önemli bir payı vardır. Bu “savaş ağaları” döneminde uygulamaya konulan yanlış politikalar nedeniyle yoksulluk içinde yaşayan halk ülkeyi terk etmiştir. Halk kitleleri halen bu döneme tepkilidir. Savaşta kazandıkları zaferlerden dolayı halk onları baş tacı yaparken, onlar buna layık olamamışlardır. Bugün de halk onları cezalandırmış siyasi hayatları bitmiştir.

 

Paşinyan, Hayastan’ın Güvenlik Sorununu Çözemez!

Seçim sonuçlarına göre N. Paşinyan’ın kazandığı açıklansa da Hayastan’da iktidar kavgası henüz bitmemiştir. Rusya yanlısı R. Koçaryan ile ABD-Batı yanlısı N. Paşinyan arasındaki iktidar mücadelesi bundan sonra yükselerek devam edecektir. Pembe vaatlerle yönetime gelen N. Paşinyan’ın reform vaatlerini gerçekleştirdiğine dair bir iz görünmezken, devlet kademelerinde “Rus yanlısı” olarak tanımlanan bürokratları tasfiyesi ve dengeleri değiştirme politikası gelecekte Hayastan’ı yeni siyasi kaoslar içinde bırakacaktır.

  1. Paşinyan yönetiminde en zayıf dönemini yaşayan Hayastan bu yüzden güvenlik sorunları ile karşı karşıyadır. N. Paşinyan’ın iktidarda olması Türk ve Azerileri cesaretlendirmekte ve yeni toprakları işgal edip bu durumu fırsata dönüştürmek istemektedirler. Savaş kaybetmiş bir “lider”in halen süren koltuk sevdası, her geçen gün daha kötü günleri işaret etmektedir. Hayastan tarihinde ilk defa bir Başbakan “Türk Nicol” olarak suçlanmıştır. Bu nadir görünen bir durumdur. N. Paşinyan’ın birikmiş sorunları çözmede yetersiz kalması, halka karşı en büyük ihanetin kendisi olacaktır.

Azerbaycan’ın elinde bulunan esir askerler ile kayıp askerler sorunu kanayan yara olarak halen ortada durmaktadır. Bu sorun daha çözülmemişken, mayınlı bölgeler haritasının Azerbaycan’a teslim edilmesi tepkiyle karşılanmıştır. Nisan ayından bu yana devam eden Azerbaycan provokasyonları ise doruk noktasına ulaşarak, “Ateşkes Anlaşması”nı ihlal edilmiş durumdadır. Sınır Anlaşması’nın henüz bir karara bağlanmadığı bir dönemde stratejik konuma haiz Zangezur koridoru işgal edilmek istenmiştir. Provokasyon, sınır çatışmaları gibi görünse de Azeri-Türk işgal kuvvetlerinin esas amacı Nahiçevan-Azerbaycan bağlantısına engel olan, (kamuoyunda çatışmaların yaşandığı Sünik bölgesi olarak geçen) bölgeyi işgal etmektir.

Nitekim bunun denemesi yapılmıştır. Azerbaycan askerleri Rus askerlerinin devreye girmesiyle şimdilik geri çekilmiş olsalar da tehlike her zaman var olacaktır. Bu hattın ele geçirilmesi Türkiye’nin 150 yıldır hedefidir. TC faşizmi böylelikle Ermenistan’ın iyi komşuluk ilişkileri içerisinde bulunduğu İran ile bağlantısını koparmak hem de Azerbaycan’a direk bağlantı sağlandıktan sonra Orta Asya Cumhuriyetlerine serbestçe geçişi tamamlamayı amaçlamaktadır. TC, 150 yıllık bu rüyasını Hayastan’ın en zayıf hükümeti döneminde N. Paşinyan ile gerçekleştirmek istenmektedir. Bu yüzden Sünik bölgesine giden N. Paşinyan halk tarafından kovulmuştur.

 

“Şuşa Anlaşması” Hayastan’ı Tehdit Anlaşmasıdır!

NATO zirvesinden sonra ayağının tozu ile Karabağ savaşında işgal edilmiş Artshak toprağına varan R.T.Erdoğan, burada İ. Aliyev’le bir anlaşma imzalamıştır. İşgal edilmiş Şuşa’da imzalanan ve “Şuşa Anlaşması” olarak açıklanan bu anlaşma doğrudan Ermenistan’ı tehdit eden bir anlaşmadır. Doğrudan Hayastan’ın güvenliğini ilgilendiren bu anlaşma, Erdoğan’ın ziyaretinden önce tarihi-kültürel dokuların, soykırım anıtlarının gelmeden önce yıkılmasıyla kendini göstermiştir. Azerbaycan elinde bulunan esir askerler ile alay edilmesi ise dünyada tepkiyle karşılanmıştır.

Azerbaycan ile Türkiye arasında imzalanan Şuşa Anlaşması, iki ülke arasında askeri ve siyasi işbirliği anlaşmasıdır. Anlaşmada üçüncü ülke derken Ermenistan kastedilmiştir. “Taraflardan birinin toprak bütünlüğünün saldırıya uğraması halinde, öbür ülke yardım edecektir “denilerek, Hayastan’a bir mesaj verilmek istenmiştir.

Şuşa Anlaşması ile Karabağ’a gelen, Kafkaslar’da rol isteyen Erdoğan’ın “Kafkasların güvenliği, barış içinde birarada yaşama, kaçakçılık, terör, organize suçlar ile mücadele, uyuşturucu kaçakçılığına karşı…” mücadele içerisinde olacağını ilan eden Erdoğan’ın hiçbir inandırıcılığı yoktur. Dünyaya verilmek istenen mesaj gerçek değildir.

Erdoğan Türkiye’sinin mafya devleti haline dönüştüğü, uyuşturucu ticaretinin yapıldığı, kara paranın aklandığı bir ülke konumuna dönüştürüldüğü ortadadır. Böyle bir devletin sözüne güvenilebilir mi? Azerbaycan’ın da yakın bir zamanda Türkiye gibi olduğunu görünürse hiç şaşırmamak gerekir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İ. Aliyev’in kumarbaz, soyguncu ve hırsız bir diktatör olduğunu dünyada bilmeyen yoktur. Bu kişiliklerin yönettikleri rejimlere güvenilebilir mi?

Karabağ’da kurulması istenen Türk Askeri üsleri tehlikenin boyutunun nereye vardığının göstergesidir. İ. Aliyev’in babası Haydar Aliyev’in söylediği “Bir Millet-İki Devlet” olma hayalleri her zaman olmuştur. Bundan sonra da olacaktır. ABD emperyalizminin bölgede ileri karakolu durumunda olan ve bu gerçekliği hiç inkar etmeyen Erdoğan, Afganistan’da görev üstlendikten sonra şimdi de Rusya’nın burnunun dibinde Artsakh’da görev istiyor.

20 Haziran seçimleri, ABD emperyalizmi yanlısı N. Paşinyan ve Rusya emperyalizmi yanlısı eski savaş ağalarından R. Koçaryan arasında geçmiştir. Halk, ikisi arasında tercih yapmaya zorlanmıştır. Seçmenlerin yarısı oy kullanmamıştır. Her ne kadar bu güne kadar ülkeyi idare eden L.T.Petrosyan-R. Koçaryan-S. Sarkisyan’ların siyasi hayatları bitmiş olsa da, bu “savaş ağaları” N. Paşinyan gibi ülkeyi hiçbir zaman bu kadar “Güvenlik Sorunu” ile karşı karşıya bırakmamıştı.

70 yıl Sovyet Sosyalist Ermenistan Cumhuriyeti yaşayan, geçmişi bu kadar devrimci dinamikler ile dolu ve toplumsal birikimlere sahip Hayastan’da bugün eksik olan gerçek devrimci-komünist partilerin yokluğudur. Geçmişe özlem ekmek ve su kadar ihtiyaç haline gelmiştir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu